Çocuk velayeti, boşanma ve ayrılık süreçlerinde en önemli konulardan biridir ve çocuğun en iyi şekilde büyümesi için alınan yasal bir karardır. Çocuk velayeti, çocuğun bakım, eğitimi, sağlığı ve günlük yaşantısı ile ilgili kararları hangi ebeveynin alacağına dair hukuki düzenlemeleri kapsar. Türk Medeni Kanunu, çocuğun üstün yararını gözeterek velayet kararlarını verir ve çocuğun hangi ebeveyniyle kalacağına dair karar verirken, çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına ve ebeveynlerin durumlarına dikkat eder. Velayet, genellikle çocuğun yaşı, duygusal bağları ve ebeveynlerin maddi ve manevi durumu gibi faktörler göz önünde bulundurularak belirlenir. Çocuk velayeti konusunda yapılan yasal düzenlemeler, çocuğun en iyi şekilde gelişmesi ve korunması amacını güder.
Türkiye’de Çocuk Velayeti Kanunları
Türkiye’de çocuk velayeti konusu, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddeleri tarafından düzenlenmektedir. Velayet hakkı, çocuğun bakımı, eğitimi, temsil edilmesi ve mallarının yönetimi gibi konuları kapsar. Boşanma durumunda, çocuğun velayeti konusunda karar verirken mahkemeler öncelikle çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurur.
Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesi uyarınca, evlilik devam ettiği sürece anne ve baba velayeti birlikte kullanır. Ancak boşanma durumunda, mahkeme genellikle velayeti eşlerden birine verir. Bu karar verilirken çocuğun yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, ebeveynlerin ekonomik ve sosyal koşulları gibi faktörler değerlendirilir. Son yıllarda, ortak velayet kavramı da tartışılmaya başlanmış ve bazı durumlarda uygulanabilir hale gelmiştir.
Velayet Kararında Göz Önünde Bulundurulan Faktörler
Mahkemeler velayet kararı verirken çeşitli faktörleri dikkate alır. Öncelikle, çocuğun duygusal bağları, ebeveynlerin çocuğa sağlayabileceği yaşam koşulları ve çocuğun istikrarlı bir ortamda büyümesi göz önünde bulundurulur. Ebeveynlerin çocuğun bakımını üstlenme kapasitesi, çalışma saatleri, ev ortamı ve çocuğun alışkın olduğu çevre de önemli faktörlerdir.
Ayrıca, çocuğun yaşı ve olgunluk seviyesine bağlı olarak, çocuğun tercihi de dikkate alınabilir. Özellikle 12 yaş üstü çocukların görüşleri, mahkeme tarafından değerlendirilebilir. Ebeveynlerin çocuğun diğer ebeveyni ile ilişkisini destekleme istekliliği de önemli bir faktördür. Mahkeme, velayeti almayan ebeveynin çocukla düzenli olarak görüşebilmesini sağlayacak bir düzenleme yapmaya çalışır.
Velayet Değişikliği ve Nafaka
Velayet kararı kesin olmakla birlikte, koşulların değişmesi durumunda değiştirilebilir. Velayeti olmayan ebeveyn, çocuğun yüksek yararı için gerekli olduğunu düşünüyorsa velayet değişikliği davası açabilir. Bu tür davalarda, mevcut durumun çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğinin veya yeni koşulların çocuk için daha uygun olduğunun kanıtlanması gerekir.
Velayet kararıyla birlikte genellikle nafaka konusu da belirlenir. Velayeti olmayan ebeveyn, çocuğun bakımı ve eğitimi için nafaka ödemekle yükümlüdür. Nafaka miktarı belirlenirken, çocuğun ihtiyaçları ve ebeveynin ekonomik durumu göz önünde bulundurulur. Nafaka miktarı da koşulların değişmesi durumunda yeniden düzenlenebilir.
Uluslararası Velayet Anlaşmazlıkları
Günümüzde, uluslararası evlilikler ve sınır ötesi hareketlilik nedeniyle, uluslararası velayet anlaşmazlıkları da sıkça görülmektedir. Türkiye, bu konuda Lahey Sözleşmesi’ne taraftır. Bu sözleşme, çocukların yasa dışı sınır ötesi götürülmesi durumlarında uygulanır ve çocuğun alışkın olduğu ülkeye iadesini amaçlar.
Uluslararası velayet davalarında, hangi ülkenin mahkemesinin yetkili olacağı ve hangi ülkenin yasalarının uygulanacağı gibi karmaşık hukuki sorunlar ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarda, uluslararası hukuk konusunda uzman avukatlarla çalışmak önemlidir. Ayrıca, velayeti olan ebeveynin çocuğu yurt dışına çıkarması için diğer ebeveynin izni gerektiği unutulmamalıdır.
Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkı
Velayet hakkı kendisine verilmeyen ebeveynin, çocukla kişisel ilişki kurma hakkı Türk Medeni Kanunu tarafından güvence altına alınmıştır. Bu hak, çocuğun sağlıklı gelişimi için önemli görülmektedir. Mahkeme, velayeti olmayan ebeveynin çocukla düzenli olarak görüşebilmesi için bir program belirler. Bu program genellikle hafta sonları, tatiller ve özel günleri içerir.
Kişisel ilişki kurma hakkı düzenlenirken, çocuğun yaşı, okul durumu, ebeveynlerin çalışma koşulları ve yaşadıkları yer gibi faktörler dikkate alınır. Ebeveynler arasında anlaşmazlık olması durumunda, çocuğun üstün yararı gözetilerek mahkeme tarafından bir düzenleme yapılır. Velayeti olan ebeveyn, diğer ebeveynin çocukla ilişki kurmasını engellememelidir. Aksi takdirde, bu durum velayet hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir ve velayet değişikliğine neden olabilir.
Çocuk Koruma Kanunu ve Velayet
Türkiye’de 2005 yılında yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanunu, çocukların korunmasına yönelik önemli düzenlemeler getirmiştir. Bu kanun, velayet konusunda da etkili olmaktadır. Özellikle çocuğun ihmal veya istismara uğradığı durumlarda, devlet müdahale edebilir ve gerekirse velayeti kaldırabilir.
Çocuk Koruma Kanunu kapsamında, çocuğun korunma ihtiyacı olduğu tespit edilirse, geçici veya kalıcı koruma altına alınabilir. Bu durumda velayet, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na veya mahkeme tarafından belirlenen bir vasiye verilebilir. Ebeveynler, çocuğun bakımını ve korunmasını sağlayamadıklarında veya çocuğun gelişimini olumsuz etkilediklerinde, velayet hakları kısıtlanabilir veya tamamen kaldırılabilir. Ancak bu tür kararlar, çocuğun yüksek yararı gözetilerek ve son çare olarak alınır.